Hayata Notlar / Bilinçli Farkındalık / Kasım 2020

SON ZAMANLARIN GÖZDE KAVRAMI: BİLİNÇLİ FARKINDALIK


Her gün bir yerden göçmek ne iyi,

Her gün bir yere konmak ne güzel,

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.

Dünle beraber gitti cancağızım,

Ne kadar söz varsa düne ait…

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım…

Mevlana


Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Nedir?

Bilinçli farkındalık (mindfulness) kısaca, vücudumuzu, hislerimizi, duygularımızı, nefesimizi, gün içindeki davranışlarımızı yargılamadan, nazikçe gözlemlememizi ve bilinçli bir şekilde kontrol etmemizi sağlayan bir yönetim becerisidir. Kelimenin tam karşılığı “dikkati içerde tutmak” iken Türkçeye "bilinçli farkındalık" İngilizceye “mindfulness” olarak çevrilmiştir.

Bilinçli farkındalık (mindfulness), kişinin dikkatini belli teknikler aracılığıyla bulunduğu andaki deneyimlere yoğunlaştırmasını sağlayan bir zihin ve beden pratiğidir. Kaynağını kadim bilgilerden alan mindfulness, son otuz yıldır dünyanın pek çok yerinde kabul görmüş ve yaygın halde uygulanmaya başlanmıştır. Kimileri anksiyete, depresyon veya strese karşı kısa süreli rahatlık sağlayan bir çalışma olarak görürken, kimileri de sağlık problemlerinin iyileştirilmesinde, iç huzurun sağlanmasında ve konsantrasyonu artırmak için çare olarak görmektedir.

Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) hiçbir şey düşünmeme değildir.

Gün içinde zihnimizden ortalama 50-60 bin düşünce geçer. Mindfulness, bu düşünceleri tıpkı bulutları izler gibi tarafsız ve yargısız olarak izleyebilme becerisi kazandırır. Düşünceleri bir otobanda ilerleyen arabalara benzetirsek, gelip geçen arabaları savrulmadan izlemek mindfulness’tir. Bu yüzden mindfulness yaparken amacımız düşünceleri durdurmaya çalışmak değil, onları sakince izleme antrenmanı yapmaktır.

“Neden böyle bir tekniğe ihtiyaç duyuldu?” sorusunun en net cevabı “günümüz şartlarının getirdiği strese çözüm bulmak için”dir.  Doğu kültüründe bilinçli farkındalık (mindfulness)in birincil amacı zihni eğitmektir. Çünkü zihin, bizim batı felsefesinde algıladığımız gibi sadece düşünce ve inançlar anlamına gelmemektedir, zihin açık bilinç anlamında kullanılmaktadır. Bu açık bilinç zihindeki duygu ve düşünceleri gözlemleyebildiği gibi bedende olup bitenleri de değerlendirebilir. Yani zihin sadece düşüncelerden ibaret değildir. Zihnimizi eğitir, onu güçlendirirsek düşünceler, duygular ve fiziksel duyumlardan kendimizi ayırabildiğimizi görebiliriz. Yani biz düşündüğümüz ve hissettiğimiz şeylerden ibaret değiliz! Bu sayede duygularımızı düzenleyebilir ve stres altında kaldığımız zorlu süreçleri kontrolü kaybetmeden yürütebiliriz. Zihnimizi eğitmenin sonucu olarak zihinsel olumsuzlukların yanı sıra genel sağlığımızı da kendi kendimize iyileştirebiliriz. Sonuç olarak; biz dikkatimizi şimdi ve burada tuttukça sağlıklı, mutlu ve dengeli bir hayat kendiliğinden gelecektir.

Bilinçli farkındalık kazanmak çalışmakla/pratik yapmakla mümkündür. Günlük hayatta zihnimizin düşüncelere daldığı her an tekrar ana dönmesini sağlayarak geliştirilir. Mindfulness’i pratik etmek aynı fiziki bir kasımızı çalıştırmaya benzer. Ne kadar çok pratik edersek, o kadar güçlü oluruz. Tek farkı mindfulness çalışarak bedenimizi değil zihnimizi güçlendiririz. Tekniğin düzenli olarak uygulanmasıyla birlikte bazı hastalıkların iyileşmesinde bilimsel olarak da artış gözlemlenmiştir. Dikkati ana getirmek hem bedenimiz ve zihnimizde olan biteni hassasiyetle takip etmek hem de çevremizde olan bitenin farkında olmak demektir. Mindfulness hem kendi kendimize daha iyi bakmamızı, hem de ilişki kurduğumuz insanları daha iyi anlamamızı sağlar.

Mindfulness çalışmalarının önemli bir kısmı duygular üstünde yapılır. Tıpkı duman dedektörünün bize yangından önce sinyal verip zaman kazandırması gibi hazırlık yapmamızı sağlar, mindfulness becerimizi güçlendirdikçe duygu fırtınasına kapılmadan durumu yönetebilecek zamanı bulmamızda bize yardımcı olur. Mesela öfke kontrolü yapmamızı sağlar.

Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür. / Can Yücel

Gelecek ile ilgili planlar yapar,geçmişte yaşadığımız olayları hatırlarız. Ve bunların hepsini içinde bulunduğumuz anda yaparız. Bu da yaşadığımız anı fark etmeden geçirmemize, hayattan keyif almaya ve değerlendirmeye yeterince zaman kalmamasına sebep olur. Mindfulness gelecek ve geçmişte gezinmeyi fazlaca seven zihnimizi şimdiki zamana odaklamayı kolaylaştırır. Bu beceri de mutluluk seviyemizi ve dolayısıyla hayat kalitemizi artırmamıza destek olur.

Zihnimizin ezbere davranışlarına "otomatik pilot" denir. Otomatik pilot modundayken ezbere araba kullanır, dikkatsizce yemek yer, özensizce karşımızdaki kişiyi dinlermiş gibi yaparız. Bu da hayat kalitemizi önemli ölçüde etkiler. Mindfulness becerisi otomatik pilottan çıkma becerisidir. Bu yüzden bu beceri geliştikçe ezbere davranışlar azalır, yediğimiz yemekten keyif almaya, duyduğumuzu anlamaya başlarız. Araba kullanırken çevremizi fark etmeye, daha önce defalarca geçtiğimiz yerleri keşfetmeye, karşılaştığımız ama görmediğimiz kişileri görmeye başlarız.

Bilinçli farkındalık kavramı, temel düsturu kişinin dünya ve ahiret mutluluğunu sağlama olan İslam dininde kişinin kendi iç dinamikleri ile bedensel bütünlüğünün farkına varması olarak karşılık bulmuştur. Tasavvuf anlayışına göre din; ilim, amel ve İhlas üçlüsü üzerine temellendirilmektedir. Bu noktada ünlü mutasavvıf Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir” sözü bir bakıma din olgusunun insanın kendisini bilmek yani bir bakıma farkındalık ile alakalı olduğu manasına gelmektedir.

Gelecek ay bilinçli farkındalığın ibadetlere yansıması ile devam edeceğiz.