Hayata Notlar / Güvenli Bağlanma / Şubat 2020

Güvenli Bağlanma Nedir?

Nedir bu güvenli bağlanma? 

Günümüzde, yediden yetmişe herkesin dilinde olan, hatta reklamlara bile konu olan bu kavram bize neyi ifade ediyor? İlk akla gelen sorular, insan bağlanmak zorunda mıdır, neden bağlanır, kime bağlanır? Bu sorulan cevabını bulmak için "bağlanma nedir"  İle başlayalım. 

 İnsana doğuştan verilmiş, diğer insanlarla bağ kurmasını sağlayan ve 0-2 yaş arasında gelişimini tamamlayan bir duygu sistemidir bağlanma. Bebek kendini güvende hissetmek ve tehlikelerden korunmak için, bakımını yapan kişiye/anne/büyükanne/bakıcı, çeşitli sinyaller gönderir. Annesi bebeğin bu sinyallerine duyarlı olup yanıtladığında, bebek annesini sırtını dayayacağı güvenli bir dağ gibi hissedip başkalarına da güvenmeyi öğrenir ve bu güvenle dünyayı keşfe başlar. Bu bağın oluşmadığı durumlarda yani bebeğin sinyalleri tutarlı bir biçimde yanıtlanmadığı takdirde bağlanma teorisine göre hem çocukta hem yetişkinde kaygı ve rahatsızlık hisleri oluşur. Çünkü annesine ulaşamayan çocuk kendini güvende hissetmeyecek dolayısıyla bağlanma sistemi koruyucu rolünü yerine getiremeyecektir. Güvende olma, anlaşılma gibi temel ihtiyaçları karşılanmayan çocuk, dünyayı tehlikelerle dolu korkunç bir yer olarak tasavvur edip tüm hayatını o düşünceyle şekillendirecektir.

  • Yapılan bilimsel araştırmalar güvenli bağlanan çocukların sosyal ilişkilerinin güvensiz bağlanan çocuklara göre daha sağlıklı olduğunu göstermektedir. 
  • Karşılaştıkları zorlukları daha kolay aştıkları, olumsuz duygularıyla daha kolay başa çıktıkları gözlemlenmiştir. 
  • Güvenli bağlanan çocuklar güvensiz bağlananlara nazaran, 
    • çevreye karşı daha meraklı ve ilgili olur, 
    • okula daha kolay uyum sağlar, 
    • akranlarıyla daha kolay ilişki kurar ve 
    • kendilerini daha az yalnız hissederler. 
  • Öğretmenleriyle kurdukları bağ daha başarılıdır, öğrenmeye odaklı olurlar,  sonuçta akademik başarıları daha yüksek olur. 

Güvensiz bağlanma ruh sağlığı için bir risk faktörüdür.  Elbette bu çocuklar çocuk olarak kalmayacak, büyüyecek, ailenin ve içinde yaşadığı toplumun birer ferdi olacak. Güvenli bağlanan bireylerin kurduğu aile ile güvensiz bağlanan bireylerin kurduğu aile yapısal farklılıklar içerecek, ebeveynlikleri farklı olacak. Meslek sahibi olduklarında aldıkları sorumluluk, iş yapma kapasiteleri, iş ahlakları farklı olacak. Bunun bilincinde olan devlet büyüklerimiz de son dönemlerde bu konuya hassasiyetle yaklaşıp,  çalışan annelerin ilk iki yılını bebekleriyle geçirmeleri için imkân sağlamaya yönelik çalışmalara başlamıştır. 

Peki, güvenli bağlanma için yapılması gerekenler nelerdir?  

  • Bebekle, dünyaya geldiği andan itibaren, sakin, rahatlatıcı bir ses tonuyla iletişim kurmalı, 
  • okşayıp sevmeli, 
  • bebeğin günlük ihtiyaçları zamanında ve yeteri kadar sağlanmalıdır. 
  • Bebeğe bol ve zengin uyarıcılar verilmeli ki merak duygusu uyanıp yeni şeyler öğrenebilsin. 
  • Dolayısıyla oyuncak seçimi bebeğin aylık gelişimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. 
  • Bebeğin zamanla, kendi kendine yapması gereken davranışlar teşvik edilmelidir. 

Mesela dokuz aylık bir bebek tutunarak ayağa kalmaya çalışır. Bu durumda anne ve baba, oyuncağını yüksek bir yere koyarak bebeğin tutunarak kalkmasına katkı sağlayabilir, bu başarısını alkışlarla kutlayabilir. Ve en önemlisi bütün bunlar düzenli, sürekli ve sevgiyle yapılmalıdır. 

Güvenli bağlanmayı sağlamış bir birey, ailede anlaşılmış, önemsenmiş, fikirlerine saygı gösterilmiş, değerli olduğunu, kabul edildiğini hissetmiş bir bireydir. Bu güvenle, dünyaya olumlu gözlerle bakabilen, sıkıntılarla başa çıkabilme gücünü kazanmış, ruh sağlığı yerinde bir bireydir. İnsan ilişkilerinde de başarılı olan bu bireylerin sağlıklı evlilikler kurup, sağlıklı çocuklar yetiştirecekleri öngörülür.

 Gelecek ay ki yazımızda güvenli bağlanmanın evlilikler üzerine etkisini inceleyeceğiz.